Yaklaşık 36 ay gibi bir sürede eş zamanlı olarak üç geminin özel tersanede inşa edilerek Deniz Kuvvetlerine tesliminin hedeflenmesinin, dünyada örneği bulunmayan bir proje olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Fırkateynlerimizin üzerlerine yerleştirilecek olan silah ve sensör sistemlerinin tümü, yerli ve millî imkânlarla geliştirilmiştir” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türk savunma sanayiinin, vakıf ve özel şirketleri, KOBİ’leri, araştırma kuruluşları, teknoloji merkezleriyle son 20 yılda âdeta bir devrim gerçekleştirdiğini ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tabii savunma sanayiimizin güçlenen Türkiye’nin yükselen yıldızı hâline gelmesi öyle kolay da olmadı. İktidara geldiğimizde sahada ve masada güçlü diplomasinin ancak güçlü bir savunma sanayiiyle mümkün olduğunu gördük. Bu anlayışla hedefimizi tam bağımsız savunma sanayii olarak belirledik. Hatırlarsanız o dönemde bize terörle mücadele için istediğimiz bir İHA’yı bile vermediler. Bin bir zorlukla başka yerden temin ettiğimiz İHA’yı da uzun süre etkin şekilde kullanabilmemize fırsat tanımadılar. Oğul Bush, onunla görüşmem var. O zaman henüz resmen başbakan değilim, görüşmeyi yaptık ve dedim ki ‘Terörle mücadele bakın bizi hâlâ ne İHA verdiniz ne SİHA.’. O zaman Condoleezza Rice Dışişleri Bakanı, çağırdı, ‘Hâlâ vermemişsiniz.’ dedi. ‘Hemen Türkiye’ye süratle İHA vereceksiniz’. Verdiler ama verdiklerini şöyle bizde uzun süre kalmasını temin etmediler. 48 saat. Fakat Allah rahmet eylesin, Özdemir Bey bir seferberlik ilan etti. Süratle İHA’nın adımını attılar. Çocuklarla beraber bu işi başardılar ve bizi dışarıya muhtaç olmaktan kurtardılar. İHA başladı. SİHA, Akıncı ve sonunda Kızıl Elma. Tabii inşallah şimdi HÜRJET vesaire bunlarla beraber daha da ileri gidiyoruz.”