CHP Edirne Milletvekili Ziraat Mühendisi Ediz Ün açıklanan buğday ve arpa alım fiyatlarıyla çiftçinin ölüm fermanının imzalandığını, açıklanan alım fiyatlarının değil artış sadaka bile sayılamayacağını söyledi.
“TÜİK bile enflasyonu yüzde 75 açıklarken buğday alım fiyatlarına yüzde 12 arpaya yüzde 3 zam yapmak çiftçiyle alay etmektir. Son bir yılda girdi maliyetleri mazotta %114, gübrede %50, zirai ilaçta %70, tohumda %100’e varan artışların olduğu bir yerde buğdayda %12’lik artış çiftçinin AKP tarafından diri diri mezara gömülmesi demektir.” diyen CHP Edirne Milletvekili Ediz ÜN açıklamasını şöyle sürdürdü:
“AKP yemin etmiş üretimi tamamen bitirecek. Açıkladıkları buğday ve arpa alım fiyatlarıyla bunu bir kez daha ispat ettiler. Bu fiyatlar çiftçiye “öl” demek. Geçen yıl fiyatları açıklayan AKP Genel Başkanı bu yıl ortalarda yok. Onun yerine Tarım ve Orman Bakanlığı sosyal medyadan duyuruyor. Bu fiyatların utanç fiyatları olduğunu bildikleri için çıkıp kendileri açıklayamıyor.
TMO eliyle buğdayda yandaşlarına ithalat yaptırıp depoları buğdayla doldurdu. Cumhuriyet tarihinin ithalat rekorlarını kırıldı. 3,5 milyar dolar yabancı çiftçilere gitti. Depolar dolu olduğu için buğday almaktan da kaçıyorlar. Randevu denilen ucube bir sistemle alımları geriye atıyorlar. Şimdi de sektörden her bir kişinin utanacağı fiyatları alım fiyatı olarak açıklıyorlar.
Buğdaya 9.250 fiyat vermek, 1.750 de prim vermek, “bir daha ekmeyin” demekle aynı şeydir. Buğday ve arpada ziraat odalarının hesaplayıp açıkladığı maliyetlerin altında bir fiyat verilmiştir. Geçen yıl ton başına 384 dolar ekmeklik buğday alım fiyatı 97 dolar azalarak bu yıl 284 dolara düştü. Arpa fiyatı geçen yıl 326 dolardı şimdi 225 dolar. Çiftçinin kaybı 101 dolar. AKP arpa ve buğday çiftçisinin cebinden ton başına 100 dolar çaldı.
Bu fiyatları kabul etmiyoruz. Yaşadığımız derin ekonomik krizin sorumlusu çiftçimiz değildir. Krizin sorumlusu kimlerse bedeli de onlar ödesin. Bu fiyatlardan sonra tarlaya girmek mümkün değil. Çiftçiye çıkardıkları krizin bedelini ödeterek ekonominin iyi gideceğini sanmak bu işi hiç bilmediklerinin, krizden bir ders çıkarmadıklarının ispatıdır. Çiftçiye sadaka verseler bundan fazla olurdu.
Emekli 10 bin lirayla yaşasın, asgari ücretli açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışsın, çiftçi borç içinde yüzüp tarlarını satsın ama bu krizi çıkaranlar uçak sayılarını, lüks harcamalarını, itibarlarından tasarruf etmesin. Yok öyle bir dünya.
Krizi çiftçi çıkarmadı. Çiftçi sadece üretti ve yıllardır da hak ettiği fiyatları alamadı. Buna rağmen borçlanarak, “belki seneye iyi olur” diye umut ederek üretti. Ancak gelinen noktada gördük ki çiftçiyi bitirmeye yemin etmiş bir iktidar var. AKP Türk tarımının sünesidir. Hatta, süne zararlısı, don, kuraklık ne kadar doğal afet varsa bir araya gelseler AKP kadar zarar veremezdi.
Boşa yanan bir ampulü söndürmeden bu işlerin düzelmeyeceği artık net olarak görünüyor. Önce sarayın ampulünü söndüreceğiz. Onsan sonra da çiftçimiz, emeklimiz, işçimiz hak ettiğinin karşılığını alacak. Çiftçi tarlasını ekerken kaç liraya ürününü satacağını, kaç lira destek alacağını bilecek. Fiyat ne açıklarlar diye düşünmeyecek. Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında çiftçi sadece üretmeyi düşünecek ve ürettiğinin karşılığını fazlasıyla alacak.”