DİYANET İŞLERİ BAŞKANI ERBAŞ, KIRKLARELİ’NDE TARİHİ HIZIRBEY CAMİİ’NDE HUTBE İRAD ETTİ

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Kırklareli’nde tarihi Hızırbey Camii’nde hutbe irad etti, ardından Cuma namazı kıldırdı.

Erbaş verdiği hutbede;  “Aziz Kardeşlerim!

Ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır ve çalıştığını da görecektir.”

Hadis-i şerifte ise Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Allah Teala, birinizin yaptığı işi en güzel şekilde yapmasından memnun kalır.”

Aziz Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam’ın gönderiliş gayelerinden biri de hayatın her alanında güzel ahlakı kendine rehber edinen bir toplum inşa etmektir. Cenab-ı Hak, dünya ve ahiret mutluluğu için bizlere ibadetleri emrettiği gibi işimizde de bizlerden ahlaklı olmayı istemiştir.

İş ahlakı, doğruluk, güven, saygı ve adalet gibi temel değerleri işimize yansıtmaktır. İşimizi sağlam yapmak, kul ve kamu hakkına riayet etmek, sözümüzde ve özümüzde dürüst olmaktır. Bir ayet-i kerimesinde Rabbimiz; “Emrolunduğun gibi dosdoğru ol.” Emr-i celili ile bizi dürüstlüğe, doğruluğa, yönlendirmekte ve bunu hepimize emretmektedir. Her daim helali gaye edinmek, kazancımıza haram, dilimize yalan bulaştırmamaktır.

Aziz Kardeşlerim!

İş ahlakı, çalışma hayatının tamamını kapsayan bir değerdir. Memur olmanın ahlakı olduğu gibi amir olmanın da ahlakı vardır. İşçi olmanın ahlakı olduğu gibi işveren olmanın da ahlakı vardır. Memur olmanın ahlakı, devletine sadakatle bağlı kalmak, milletine nezaket ve özveriyle hizmet etmektir. Esnaf olmanın ahlakı olduğu gibi müşteri olmanın da ahlakı vardır. Amir olmanın ahlakı, hak ve adaletten asla ayrılmamak, himayesindeki kişilere hakkaniyetle davranmaktır.

İşçi olmanın ahlakı ise, işini sağlam ve kaliteli yapmak, işyerini işverenin emaneti olarak görmektir. İşyerinin imkanlarını şahsi ihtiyaçları için kullanmamaktır. İşveren olmanın ahlakı ise, işçiye huzurlu bir iş ortamı oluşturmaktır. Onu sosyal haklardan mahrum bırakmamak, alın teri kurumadan ücretini tam olarak vermektir. O yüzden Allah Resulü Hazreti Muhammed Mustafa Efendimizin (s.a.s.) hadis-i şerifini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmayalım; “İşçinin alnının teri kurumadan onun hakkını ver.”

Aziz Kardeşlerim!

Esnaf olmanın ahlakı vardır. Esnaf olmanın ahlakı dürüstlükten ayrılmamaktır. Malın kusurunu gizlememek, stok ve karaborsacılığa tevessül etmemek, helal kazancına haram bulaştırmamaktır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in; “Bizi aldatan, bizden değildir” hadis-i şerifi gereğince müşterisini aldatmamak, ölçü ve tartıyı eksik yapmamak konusunda bütün insanlığı uyarmaktadır. Müşteri olmanın ahlakı ise, esnafa verdiği sözü yerine getirmek, borcunu zamanında ödemek, onu zarara uğratacak her türlü söz ve eylemden kaçınmaktır.

Muhterem Müslümanlar!

İş hayatında duyarlılığın azaldığı, kanaat, doğruluk ve dürüstlük gibi erdemlerin zayıfladığı, ahlak kavramının içinin boşaltıldığı ve istismar edildiği bir çağda yaşıyoruz. Dünyevileşme, bencillik, bir malı değerinden fazlaya satarak veya kiraya vermek suretiyle çok kazanma arzusu gibi yanlış tutum ve davranışlar toplumsal huzuru ve barışı derinden etkilemektedir. Oysaki güzel ahlakı tamamlamak üzere gönderilen Allah Resulü (s.a.s); “Hiçbiriniz, kendisi için istediğini kardeşi için de istemedikçe tam anlamıyla iman etmiş olamaz.”  buyurmuş. Şahsi menfaatlere takılıp kalmamayı, başkalarının hak ve hukukunu gözetmeyi, sosyal hayatta adil ve dengeli olmayı Peygamber Efendimiz (s.a.s.) her daim bizlere tavsiye buyurmuştur. Bizlere düşen görev, Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in sadakatini kuşanarak her işimizi emanet bilinciyle sahiplenmektir. Onun hak duyarlılığına riayet ederek işçinin hakkını zayi etmemek, iş sağlığı ve güvenliğine daha fazla hassasiyet göstermektir.

Kardeşlerim!

Bize verilen her bir imkanı Rabbimizden bir emanet, O’nun rızasını kazanmak için bir fırsat bilelim. İşimizi sağlam yaparak hem dünyamızı hem de ahiretimizi mamur kılalım. Her işimizde helali gözetelim. Allah’ın rızasında arayalım asıl kazancımızı. O’nun yolunda harcayalım bilgimizi ve servetimizi. Güveni hakim kılalım hayatımızın her alanında. Ne aldatan olalım ne de aldanan. Doğruluk ve dürüstlükten, adalet ve hakkaniyetten asla ayrılmayalım. Unutmayalım ki, Allah katında bizi değerli kılan, yaratılış gayemize uygun hareket etmemiz, her işimizde İslam ahlakını kuşanmamızdır.” Dedi.

Exit mobile version